Butoh (舞踏), II. Dünya Savaşı sonrası Japonya’da ortaya çıkan avangart bir performans sanatıdır. “Karanlığın Dansı” olarak da bilinen bu form, geleneksel dans ve tiyatro normlarını reddederek bedenin en ham ifadelerini keşfeder. Tatsumi Hijikata ve Kazuo Ohno tarafından 1959’da temelleri atılan Butoh, yavaş ve kontrollü hareketler, grotesk temalar ve beyaz vücut makyajı gibi özellikleriyle tanınır. Bu yazıda, Butoh’un tarihini, felsefesini ve günümüzdeki etkilerini derinlemesine inceleyeceğiz.
Swing Dans Nedir? Tarihi, Türleri ve Nasıl Yapılır?
1. Tarihsel Kökenler: Savaş Sonrası Japonya’nın Yansıması
Butoh, Japonya’nın II. Dünya Savaşı’nın yıkımından sonra yaşadığı kültürel kimlik krizine bir tepki olarak doğdu. Batılılaşma ve geleneksel sanatların katı kurallarına karşı bir isyan niteliği taşıyan bu dans, “Japon bedeninin” özgün ifadesini aradı.
- İlk Performans ve Skandal: İlk Butoh eseri Kinjiki (Yasak Renkler), 1959’da Yukio Mishima’nın aynı adlı romanından uyarlanmıştı. Homoseksüellik gibi tabu bir temayı işleyen performans, sahnede bir tavuğun öldürülmesiyle sona erdi ve büyük tepki çekti. Bu olay, Hijikata’nın festivallerden uzaklaştırılmasına yol açsa da Butoh’un sansür karşıtı duruşunu simgeledi.
- Ankoku Butoh’un Doğuşu: Hijikata, “Ankoku Butoh” (Karanlığın Dansı) terimini kullanarak, Batı dans stillerinden kopuşu ve Japon halkının doğal hareketlerine dönüşü vurguladı.
2. Kurucular: Tatsumi Hijikata ve Kazuo Ohno
Butoh’un iki kurucusu, birbirinden farklı yaklaşımlarla bu sanatı şekillendirdi:
- Tatsumi Hijikata: “Form önce gelir, ruh onu takip eder” diyen Hijikata, bedeni bir heykel gibi işledi. Grotesk temalar, tabular ve kontrol altındaki kaosla deneysel bir dil yarattı. Onun “butoh-fu” adlı koreografik notasyon sistemi, dansçıları başka varlıklara dönüştürmeyi amaçladı.
- Kazuo Ohno: 103 yaşına kadar dans eden Ohno, “Ruh önce gelir, form onu takip eder” felsefesiyle Butoh’a şiirsel bir boyut kattı. Savaş deneyimlerinden ilham alan performansları (örneğin Ölü Deniz), izleyicilere duygusal bir yolculuk sundu.
3. Butoh’un Temel Özellikleri
Butoh, diğer dans formlarından radikal şekilde ayrılır:
- Yavaş ve Kontrollü Hareketler: Kasların en ince titreşimlerine odaklanan bu stil, bedensel farkındalığı maksimize eder.
- Beyaz Vücut Makyajı: Dansçıların kimliğini silerek evrensel bir ifade aracına dönüşür. Bu makyaj, ölüm ve yeniden doğuş sembolizmi taşır.
- Grotesk ve Tabu Temalar: Ölüm, çürüme, cinsellik ve şiddet gibi konular, izleyicinin rahatlık alanını zorlar.
- Doğaçlama: Hijikata’nın “kuralları reddetme” felsefesi, her performansın benzersiz olmasını sağlar.
4. Küresel Yayılım ve Modern Yorumlar
1980’lerde Butoh, Japonya dışında tanınmaya başladı:
- Sankai Juku ve Trajedi: 1985’te Seattle’da ters asılı halde sergilenen bir performansta ipin kopması sonucu bir dansçı hayatını kaybetti. Bu olay, Butoh’un uluslararası medyada yer almasını sağladı.
- Postmodern Dansla Buluşma: Avrupa’da düzenlenen festivaller (örneğin Nancy Festivali), Butoh’un Batı’daki avangart hareketlerle etkileşimini artırdı. Gruplar like Dairakudakan ve Sankai Juku, minimalist sahne tasarımları ve sürreal imgelerle dikkat çekti.
- Günümüzde Butoh: Bugün Butoh, queer sanatçılar ve engelli bireyler için bir ifade aracı haline geldi. Terapi ve kişisel dönüşüm amacıyla da kullanılıyor.
5. Butoh ve Doğa: Bedenin Evrenle Diyaloğu
Butoh dansçıları, doğanın ritimlerini bedenlerine taşır:
- Elementlerle Dans: Rüzgarın esişi, dalgaların hareketi veya bir çiçeğin açılışı, hareketlere dönüştürülür.
- Mekanla Bütünleşme: Japonya’nın Oshima Adası gibi coğrafyalar, performansların sürreal atmosferini güçlendirir.
6. Butoh’u Deneyimlemek İçin İpuçları
- Workshop’lara Katılın: New Butoh School (İtalya) veya Kazuo Ohno Stüdyosu (Yokohama) gibi merkezlerde temel teknikleri öğrenebilirsiniz.
- Meditasyon ve Nefes: Beden-zihin bağlantısını güçlendirmek için derin nefes egzersizleri yapın.
- Doğaçlama Pratiği: Kuralları unutup içgüdülerinize güvenin. Bir nesneyi veya duyguyu bedeninizle ifade etmeyi deneyin.
Butoh, geleneksel sanatların sınırlarını aşarak evrensel bir dil yarattı. Günümüzde dijital çağın yabancılaşmasına karşı bedensel bir direniş sunuyor. Tatsumi Hijikata’nın dediği gibi: “Neden sadece bedenimize dönmeyelim?”. Butoh, yalnızca bir dans değil, insan olmanın en ilkel ifadesidir.